Uyuyor, hakikaten Milli Eğitim uyuyor. Hem de topyekün! Hem de kelimelerle anlatılmayacak derecede.
Veliler perişan…
Veliler haykırıyor…
Veliler çığlık çığlığa bağırıyor ama… Umursayan yok!
Peki, şimdi bu ölüm uykusu değil de nedir?
Bu kıtlıkta, bu dönen oyunların izahı nedir?
Geçen hafta, halkın aşırı talebine karşılık, haberini yaptık. Milli Eğitim’de küçük bir kıpırdanma oldu ama saman alevi gibi söndü.
Çünkü hala para toplanıyor ve toplanan paralar, kesilmesi gerekirken katlanmış durumda.
Velilerden bazı okullarda, şu ana kadar toplanan paraların listesi:
- Kayıt parası adı altında yaklaşık 100 tl kağıt parası veya başka adlar adı altında
- Kitaplar yetersiz diyerek, ders başı 30 tl civarı
- Özel sınıf oluşturduk hilesi ile öğrenci başı 200 tl civarı dil kitabı
- Gerekli ödenek olmadığı ve temizlik elemanı alınacağı bahanesiyle, sıkı durun öğrenci başına 300 tl…
- Kıyafet diyerek, yüklenen külfet
Bunlar bir öğrenci başına ortaya çıkan ortalama maliyet ve yaklaşık 1000 tl. Bir adamın 3 çocuğu olduğunu düşünün ve maliyeti hesaplayın.
Şimdi, özel okulların bile neredeyse tüm ücreti Devlet tarafından karşılanıyorken, normal okullarda dönen bu para olaylarının meselesi nedir?
Bu okullar artık okul değil, birer ticarethane…
Bu okullarda toplanan bu dehşet paraların suyu nereye akıyor?
Bu paralar, birileri ile üleştiriliyor mu?
Biz vatandaşların meramını dile getiriyoruz ve okullardan sorumlu idareciler de gidip okullarda çay içip gidiyorlar.
Adam gibi bir hesap sorma yok!
Bu değirmenin suyunun nereye aktığının hesabını soran yok!
E o zaman insanın sorası geliyor… Siz ne için maaş alıyorsunuz!
Yapamıyorsanız ve de yapmıyorsanız, ne yapmanız gerektiğini çok iyi bilmiyor musunuz?
O koltuklarda yosun tutmadınız mı?
Kitaplar yetersiz deyip, para toplayan Okul idarecileri bu işi ticarete mi çevirmiş?
Okul idarecileri, neyin peşinde?
Hepsi öyle değil tabi ama yüzde doksanı böyle değil mi?
Valla uzun lafın kısası…
‘Müdahale ediyoruz’ deyip, bizimle lütfen artık dalga geçmeyin!
Demek ki kimse kimsenden korkmuyor ki, hala velileri söğüşlemeye devam!
İşte bu yüzden, bu işler böyle devam edecekse, o koltuklardan kalkın bir zahmet!
İnsanımız daha fazla perişan olmadan…
Hadi oradan, lütfen ama çok lütfen!