Yani, başlık belki biraz ağır gelebilir ama artık bu şekilde dile getirmekten başka çare kalmadı.
Maalesef..!
İnsanlık, görgü, adap vs. ayaklar altında!
Hijyenin böylesine ehemmiyet kazandığı bu süreçte öyle şeyler görüyoruz ki insanlığımızdan utanıyor, başkaları adına yerin dibine giriyoruz.
Yolun ortasında aksıran, öksüren hele hele tüküren mi dersiniz…
Birbirinin ağzının içine girenler mi dersiniz…
Asansörlere tükürenler mi dersiniz…
Mide kaldırmıyor, vesselam!
Artık, bu tükürükler içinde mi bekçi gerekecek?
İnsan başına bir adam mı dikilecek?
Nasıl olacak, hiç bilmiyoruz!
Bildiğimiz tek şey, bunun hiçbir izahı filan olamayacağı…
Bu zamanda bu şekilde ağızdan, af buyurun ama fışkırtarak tükürmenin cehaletle filan da izahı olamaz!
Bu tamamen insanlık meselesi…
Ve tek kelimeyle, artık yeter!
Ortalığa tükürmek, mikrop saçmak, insanlık ayıbıdır!
Nokta!!!
KALDIRIMLAR YOLGEÇEN HANI…
Kaldırımlar uzun bir süredir yayaların hizmetinde değil!
Motorların, bisikletlerin, el araçlarının, kaykayların, scooterların vs. yolu olmuş gibi…
Bunlardan arta kalan, küçücük adım yerlerinden yürümeye çalışan vatandaşlar da iki adımda bir irili ufaklı kazalara maruz kalıyor.
Hem de burnumuzun dibinde…
Hele bir de şu şarjlı motorların sessiz gelişlerinde ufak tefek yaralanmalar da olmuyor değil!
Ve kimsenin de sesi çıkmıyor, bu duruma.
Ta ki, Allah korusun birgün birileri ölecek işte o zaman ‘ah, vah’ edeceğiz ama…
Her zamanki gibi iş işten çoktan geçmiş olacak!
Yanlış mıyım?
Kesinlikle hayır!
Maalesef ki biz ancak iş işten geçtikten sonra konuşmaya ve önlem almaya çalışıyoruz.
Ancak neye yarar ki..?
Zamanında önlem almadıktan sonra…
Her zamanki gibi yine bizden söylemesi…
Kim öle kim kala..!