Zor süreçlerden geçtiğimiz muhakkak…
Sorunlar da bitmiyor!
Ancak elzem olan ve önümüzde kabak gibi duranları var ki belirtmeden geçmek olmaz.
Zaten, bizden söylemesi babında…
Yetkili ve de etkilileri uyarmak, hatırlatmak önce vatandaşlık, insanlık sonra da basın görevimiz…
Dahası… insanlık borcumuz!
Hem zaten bizimkisi hep memleket meselesi…
Mesele şudur…!
Bakın yıllardır, havaların ısınmasıyla birlikte boğulma vakaları şehrimizde görülüyor maalesef!
Ve yine başladı ki…
Bu sefer gelişen şehrimizle birlikte önlem alınmadığı takdirde daha da vahim sonuçlara gebe olacağı aşikar!
Zira artık Hasankeyf tam bir tatil beldesi hüviyetine bürünmüş durumda…
Düşünün… sıcaklar insanların tepesine inecek…
Hele barajla beraber nem oranı da artınca ne olacak?
İnsanları serinlemek için suya girmekten kim alıkoyacak?
Yıllarca alıkoymayı başarabildik mi?
Yetkilisi ve insanıyla herkes, bu şehirde boğulma vakalarında muzdarip ama…
Nedense de hep ‘ama’ ile kalıyor!
Bir türlü spesifik bir çözüm üretilemedi/türetilemedi gitti?
Bu soruyu, birbirimize hep beraber sormalıyız!
Ve bu sorunun cevabını aramalıyız!
Bir daha çocuklarımız, canlarımız gitmesin diye…
Ne olur!
Lütfen…
Çok rica ediyoruz!
Daha ne diyelim ki…
Daha ne denilebilir ki?
Artık yetmez mi?
Bizce yeter!
Ah korona vah korona!
Ne işler açtın başımıza!
Ne olur, ne olur diye diye, hakikaten ruhumuzda tüy bitti!
Ne olur azıcık daha idare edip, önlemlere uyup şu musibetten ilelebet kurtulalım!
Ne olur dostlar…
Gelecek güzel günler için!
