MEĞER ESKİDEN NORVEÇ’MİŞİZ…!!!
Cebrail Uyanık

MEĞER ESKİDEN NORVEÇ’MİŞİZ…!!!

Bu içerik 3445 kez okundu.

Çok değil, bundan sadece 2 sene öncesini şöyle bir hatırlayalım. Yani pandemiden öncesini…

Ekmek ne kadardı?

Yağ ne kadardı?

Kiralar kaç paraydı?

Araba fiyatları… Ev…

O fiyatları hatırladıkça, düşündükçe bitkisel hayata girmemek elde değil!

Kahrolmamak elde değil!

Hatta geçen sene dahi… Geçen sene bu vakitlerde yakıt ne kadardı? Tüm bunları düşündüğümüzde, hatırladığımızda şunu çok iyi anlıyoruz ki meğer biz bir İsveç, Norveç’mişiz de farkında değilmişiz.

Yani böyle olunca da acaba diyorum ‘biz mi halimize şükretmedik, kıymetini bilmedik’ ki bunlar başımıza geldi.

Hani şu pandemi var ya pandemi…

Resmen hayatımızın içinden geçti!

Ve sanki ölenler kurtuldu gibime geliyor. Kalanlar daha büyük bir enkazla hatta sağlık problemiyle karşı karşıya kaldı gibi…

Haksız mıyım?

Herkes şokta!

Kim hangi saat bir markete bir mağazaya gitse şok geçiriyor. Elektrik çarpmışa dönüyor. Her fatura gelişinde muhabbetler fatura üzerine dönüyor da dönüyor…

Sonra ne mi oluyor? Tabi ki o faturalarla birlikte başlar da dönüyor.

İnsanlar bir daha hiç dönülmeyen uzaklara dalıp dalıp gidiyor.

Şimdi uzaklardasın…

Evet yağ, evet şeker…

Çay, un. Ekmek, bakliyat…

Hepsi ama hepsi artık şimdi uzaklardasınız bizim için!

Tıpkı eski tatlı bir hayal gibi…

Araba, ev bunlar artık hayal ötesi gibi…

Araba alabilenler de alamayanlara göre daha mutsuzlaşıyor. Trafik sigortasını, kaskoyu fiyatlarını görünce küçük dillerini yutup aldıklarına pişman oluyorlar.

Geriye tek çare kalıyor, araçlarına bir şey olmasın diye sabah akşam dua etmek…

Yani almak alabilmekle de bir şey çözülmüyor hatta daha büyük dertler ediniliyor. Sanki parayla dert alıyoruz, ağrımayan başımızı ağrıtıyoruz.

Yani almak da bir dert, alamamak da…

Her yerde hep aynı muhabbet hep aynı yüz ifadesi…

Bilinmezlik, hoşnutsuzluk ve geçmişe çok değil daha iki sene öncesine duyulan büyük özlem…

Sıla hasreti gibi…

Peki ne olacak?

Ne olacağına dair bilinmemezlik de bir tarafa ‘ya daha da kötü olursa’ endişesi…

İşte asıl zihinleri kemiren mesele de bu!

Ya daha da kötüsü olursa…

Çünkü biz beğenmedikçe daha da kötüsünü, beterini görmüyor muyuz?

Soruyorum cidden… Sadece soruyorum…

Görmüyor muyuz..?

DİĞER YAZILAR
Sende Yorumla...
Kalan karakter sayısı : 500
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİRX
"MERCEK-22" OPERASYONU: 1790 SİLAH ELE GEÇİRİLDİ
YURTDIŞI ÇIKIŞ HARCI HAKKINDA DUYURU
YURTDIŞI ÇIKIŞ HARCI HAKKINDA DUYURU