Komplo teorilerinin havada uçuştuğu bu zor zamanlarda insanın aklından neler neler geçmiyor ki…
Virüs nereden geldi?
Nereye gidecek?
Ve bu kabus, daha böyle ne kadar sürecek?
Virüs öldürmese de… korku, panik, insanları öldürmese de psikolojiklerinde kalıcı tahribatlar oluşturmayacak mı?
Tam da ‘Hayır’ bu kadar olamaz, abartılıyor diye düşündüğümüz anda… bir de bakıyoruz, iş o kadar çığırından çıkmış ki piyasada kolonya stokları tükenmiş.
Düşünün… dakika dakika dünyadan felaket haberleri… an ben an artan ölü ve vaka sayıları…
Kendimizi, ruhumuzu ve bedenimizi kuşatılmış hatta bir film setinde hissediyoruz. Ve gözlerimizi açsak, bu kabus da bir son bulsa…
Temennimiz şimdilik bu…
Ancak…
Ünlü isimlere, devlet adamlarına kadar uzanan, bulaşan bir tür pandemi yani salgın…
Dünya borsaları yerle bir…
Ekonomiler çökmeye yüz tutmak üzere… petrol yerlerde sürünüyor…
Ülkeler arası geçişler durduruldu…
Sanki Steven Spielberg’in ünlü ‘Piyanist’ filmindeki yıkılmış sahnenin tam ortasındayız!
Ve inanması ne kadar güç olsa da biz şu anda hepimiz bu filmin, oyuncuları kim bilir belki de yan rollerde oynayan figüranlarıyız.
Sanki dünya büyük bir eşikte yol ayırımında…
Ve akıllara şu soru gelmiyor değil…
Acaba birileri Dünya’ya topyekün ayar mı çekiyor?
Yani sorular hiç olmadığı kadar fazla, hiç olmadığı kadar havada uçuşuyor!
Ancak olası cevaplar konusunda da şu anda her şey muğlak ve son derece farklı ve çok sayıda ihtimal, varyasyon ve bilgi/cevap kirliliği yaşanıyor?
Kanaatimce birileri çoktan bu işin kitabını da yazmaya başladı bile…
Hatta film senaryoları üzerinde de çalışılıyordur…
Zamanında kuş gribi, domuz gribi başta olmak üzere o kadar film fırıldak döndü ki artık böyle bir şey hiç olmadığı kadar acı bir gerçek olsa da inamayan/inanmayacak olanların sayısı da hiç de azımsanacak gibi değil!
Bir de evhamdan kıvrananlar…
Onlar şimdiden birçok hastalığı çoktan kapmıştır bile… çünkü korku, panik, stres… başta akciğer ve böbrekler olmak üzere birçok organı zaten tahrip etmiyor mu? Bunu daha yüzyıllar önce söylemiş İbni Sina!
Yani birilerinin istediği olmuyor mu zaten?
İnsanlığın büyük bir kısmı virüsü kapmasa da bir yanı felç olmadı mı?
Akıl tutulması yaşamıyor mu?
İçinden çıkamadığı sorular ve de sorunlar silsilesi beyinleri kemirmiyor mu?
Daha ne olsun?
Bu durum hiçbir şey olmasa bile birilerin ekmeğine fazlasıyla yağ sürmedi mi? Kimbilir belki daha ne kadar sürecek?
Ve diyelim ki…
Kısa bir süre sonra virüs hayatımızda şimdi olduğu kadar etkili olmaktan çıkıp aşılar, ilaçlar vs. bulunduktan sonraki döneme geçildiğinde…
Bu son birkaç haftada yaşanan korku, çoğu insanın dünya borsalarında kaybettiği paralarla yoksullaşması… hayatların, belki de uzun bir müddet geleceğin allak bullak olması, ne kadar süre de unutulacak?
Kayıplar telafi edilecek mi?
Uzun lafın kısası…
Dünya çok büyük bir dönemecin eşiğine çoktan geldi bile!
Ve temennimiz birilerin ya da bir şeylerin ayaklarımızdan dürterek, bizi bir an önce bu kabustan uyandırması…
Daha fazla geç olmadan ve de topyekün kafayı üşütmeden…
Ne diyelim..?
Dünya bir an önce eski fabrika ayarlarına geri dönsün!
Çok ama çok daha fazla geç olmadan…
