Batman’daki fiyatlar almış başını gidiyor, kimsenin umurunda değil.
Maalesef…!
İnsanlar artık basit bir dürümcüde oturup, bir lokma atıştırmaya bile çekiniyor.
Çünkü fiyatlar el yakıyor!
Özellikle gıda sektöründe Batman’da fiyatlar hangi ara bu kadar arttı bizde şaşırdık.
Bodrum’la yarışıyoruz.
Bir tek lahmacunun fiyatı dahi neredeyse 10 TL ye dayanacak.
Bu fiyatları belirleyenler neye dayanarak bu fiyatları belirliyorlar.?
Yani, serbest piyasa ekonomisi olabilir ama bu kadarı da sizce de fazla kaçmıyor mu?
Herkes böyle kafasına göre fiyat belirleme hakkına sahip mi?
Bir denetleme mekanizması yok mu?
Belki kiralar pahallı olabilir ama bir kirayı neredeyse bir tek lahmacundan çıkarmaya çalışmak da birazcık işgüzarlık olmuyor mu?
Hatta ve hatta biraz ayıp olmuyor mu?
Market oyunları…
Yıllardır bu konuda hepimiz muzdarip olmamıza rağmen, denetlemeler yapılmasına rağmen, bir türlü önüne geçilemeyen şu fiyat oyunlarını atlatamadık gitti.
Raflarda ayrı fiyat, elimize tutuşturulan hesap fişlerinde ayrı fiyatlarla karşılaşıyoruz.
Çoğu zaman: ‘’Bir yanlışlık oldu, kusura bakamayın…’’ sözleriyle karşılayıp geçiştirmeye çalışıyorlar fakat vatandaş da artık bu numaraları yemiyor ve yemeyecek de.
O kadar da uyanık olmayın beyler…!
Biz ‘’yanlışlık’’ gibi basit ifadelerle yapılmaya çalışılan bu Ali Cengiz oyunlarını yemeyiz.
Zira eğer müşteri fark ederse yanlışlık… fark etmezse de ‘oh ne ala’…
O küçücük küsüratlar, toplanıp çarpıldığında nasıl da büyük rakamlara dönüşüyor, bunun farkında değil miyiz sanıyorsunuz…
Herkesin, gözü vatandaşın cebinde…!
Herkes: ‘Gel vatandaş gel’ diyerek, vatandaşı gözüne kestirmiş.
İnsanlara yaklaşırken, bütün esnaf kardeşlerimize bizden bir uyarı olsun ki belki herkes zengin değil ve de belki herkes kolay yoldan para kazanmıyor. Elbette ki esnafın da işi zor, ancak esnaf da şunu unutmasın ki vatandaşın da işi zor, esnaf müşteriye tek seferlik bir av gözüyle baktığı sürece yerel ekonomimiz de can bulmaktan ziyade, gittikçe daha da cansızlaşacaktır.
Çünkü içeri giren bir müşteriye, tek seferde yenilecek av gözüyle bakmak, ne genel adaba uyar ne de esnaflık erdemine sığar…
O müşteri belki bir seferliğine kandırılır ama kendi içinde küsüp, bir daha o kapıdan içeri girmek istemezse, ilerde satış yapılabilecek müşteri bulunabilir mi ki…?
İşte, bütün bunları topladığımızda da adam akıllı bir denetim mekanizması geliştirilip, vatandaşa karşı olabilecek muhtemel haksızlıkların önüne geçilmelidir.
Ve herkes yaratılanı, Yaradan’dan ötürü sevmelidir ki, bir arada birbirimizi incitmeden ve de bir birimize haksızlık etmeden bir arada yaşayabilmeyi becerelim.
Başka ne diye biliriz ki…?