Bizi gerçek mutluluğa götürecek sese kulak vermeliyiz.
Şimdi, bugünden başlamak üzere bizim olmayan bir hayatı yaşamak yerine, sırtladığımız onca yükün ağırlığın da iki büklüm olan bedenimize eziyet etmek niye? Başkalarını taklit etmek kendimizden vazgeçmektir aslında. Kendimizi bulmak gerçek yeteneklerimizi keşfetmek varken başkasının yetenekleri üzerinden yol almak acizlik timsalidir. İnsanı kendi olmaktan çıkarır dostlar.
Günlük hayatımızda, çevremizde, dağ gibi biriken üst üste yığılmış düğümleri çözmeyle kendinizi heba ederken, kendimizle cebelleşirken sorunlar türetenler bitmiyor.
Bizi bize götürecek olanlara başvursak da mantık ile kalp arasında dönüp dolaşan ince çizgide takılı kalıyoruz sonra sessizliğin o kimsenin duyamayacağı bir güzellikte olan sessizliğin köşesinde kahvemizi yudumlayıp, kitabımızı okuyarak buluyoruz kendimizi. Kendimizi bulmanın yollarını aramak yerine başkalarının iki büklüm yollarında yol almak niye? İnsanın en çokta kendine has olması gerekirken hem de insan, neden ucuz ve kestirme olanı seçiyor ki?
Bence insan kendi olacaksa ve şayet seviyorsa şeyi önce özündeki cesareti bulmalı ve gecenin karanlığında yol almayı bilmeli, bulunduğu ortam her neresiyse haykırıp, hayatı kendim olarak yaşayacağım sözünü kendine vermeli. Başkalarının olan bir yolda değil! Kendine çizdiği yola biat etmeli zorluklarla karşılaşınca geri dönmemeli eğer dönmeye meyilli ise zaten cidden sevmiyordur o yolu.
Tek bir birey attığı adımlarla, vardığı doğru yolda dimdik yürüyebiliyorsa bütün etrafını dönüştürebilir, güzellikler yayabilir. Kendi kendine sor “Benim yaşadığım, yaşam bu mu? Beni mutlu eden, istediğim yaşam bu mu, ben kendim miyim? Yoksa başkasına mı benzetmişim kendi mi? bir iç muhasebesi yap kendinle.
İnsan cidden severek istiyorsa, ben doğru olanı seçeceğim en azından kendim için bu yolda karşına seni hor gören engeller, olumsuzluklar çıkabilir bunlara takılmadan en doğruya ulaşmak için devam etmeliyim diyebilmeli.
Ama heybesinde hiçbir zaman vicdanı, dürüst olmayı, değerlerini, kim olduğunu unutmamak şartıyla.
Sen yürü doğru yolu, inançlı yürü kimse yoksa yanında kendine söyle ki ben varım her şeyimle ben, inandığım doğrular uğruna varım.
Bırak her şeyi doğru yoldan şaşmadan devam et takılmadan engellere, kelimelere.
Bir çiçeğin bahara olan sevgisi gibi inanarak adım at, severek devam et, unutma takıldıkça yara alırsın o aldığın yaralar gün gelir çürük ve dermanı olmayan bir hastalık halini alır, yarınları bekleme bugünden başla kendin olmaya.
Unutma kendin olmanın tadına vardın mı, başkasına benzemenin zahmetini barındırmaz yüreğin tüm dünyaya güzel bakıp güzelce sev, çünkü sadece kendini bilen ve seven kişiler etrafına, ruhuna mutluluk, huzur ve güven aşılar.