Normalleşmenin hemen ardından Batman’da insanlar eski normale döndü. Son günlerde Türkiye’nin batı bölgelerinde vaka sayılarının azalması ile birlikte doğu bölgelerinde ise bir artışın söz konusu olduğu görülüyor.
İnsanların ne yazık ki henüz korona denen illeti ciddiye almadığına şahit oluyoruz. Sağlık Bakanlığının onca uyarısına rağmen, camilerden her ezandan sonra tedbir uyarıları ne yazık ki Batman için etkili yöntem olmuyor.
Daha ne yapılabilir, ne düşünülebilir?
Sayın Koca her bilim kurulu toplantısı sonrasında maskenin önemine, sosyal mesafenin önemine dikkat çekmek istiyor. Batman’da olur da dışarı çıkmak isterseniz –işiniz yoksa çıkmayın derim- bir kamuoyu yoklaması yapın derim. Siz bu yoklamayı yaparken maskesiz gezmeyin. Her 10 kişiden 6’sının maske takmadığını söyleyebilirim. Ayrıca yolda sarılanlara, tokalaşanlara denk geleceksiniz ve hatta bu eylemleri yapan sizin sevdiğiniz, akrabanız olacak. Siz sakın ola böyle bir eyleme kalkışmayın. En nihayetinde her eylem meşru değildir.
Son günlerde Batman Bölge Hastanesine Covid-19 şüphesi ile giden vatandaşların görüntüleri iç karartıcı halde. Uzun süre bekletildiğini iddia eden vatandaşlar kendileri ile ilgilenecek bir yetkilinin olmamasından da şikâyetçi durumdalar. Bir bakıma sağlık çalışanlarına da hak vermek gerekmiyor mu? Çok eski değil daha geçen günlerde bile art arda sağlık çalışanlarına şiddet yine Türkiye gündemindeydi. Bu konuya girmek istemiyorum pek. Üzerinde defalarca yazılan çizilen bir konu. Nush ile uslanmıyor millet. Ne yapabiliriz?
Sağlık çalışanlarına neden hak vermemiz gerekiyor?
Aslında bu sorunun cevabına koronanın yayıldığı ilk günlerin etkileşimine bakarak ulaşabiliriz. Saatler 21.00’i gösterdiğinde balkonlarda, pencerelerde toplanıp sağlık çalışanlarımızı alkışlamıyor muyduk? Neden bizimle ilgilenmek istemiyorlar? Çünkü bizler o zaman balkondaydık, pencerelerdeydik yani en nihayetinde evlerimizdeydik. Sokağa çıkmıyorduk. Sevdiklerimizi, dostlarımızı, arkadaşlarımızı tehlikeye atmamak için elimizden geleni yapıyorduk. Ne zaman normalleşme süreci diye adlandırılan 1 Haziran tarihine adım attık o zaman sağlık çalışanlarımızı tehlikenin kucağına yolladık. Sokakta gezeceğiz, dolaşacağız, gönlümüz ne istiyorsa onları gerçekleştireceğiz ve hastaneye gidince de neden bir yetkili bizimle ilgilenmiyor mu diyeceğiz?
Bu haliyle de kurunun yanında yaşta yanıyor. Ateşinin yükseldiğini hisseden vatandaş doktora gittiğinde ne yazık ki sırada beklemesi gerekiyor. Sıralar, bekleyişler ve bunlarla birlikte gelen kızgınlık… Öfkeyi kontrol edememe ve sağlık çalışanlarına ağız burun dalma…
Her neyse… Henüz geç değil hiçbir şey için. Evimizde kalmaya devam edelim. Mümkün olmadıkça da evden dışarı adım atmayalım. Sevdiklerimizi riske atmak istemediğimiz gibi sağlık çalışanlarımızı da riske atmamamız gerekiyor.
Evde kal, sağlıcakla kal sevgili okur.