Allah’ın sessiz kulları her gün aramızda dolaşıyorlar. Kimseye zararı olmayan bu kullardan şikâyetçi olmak ne haddimize? Şikâyetimizi şiddet ile beslersek hesap gününde kelimeler ağzımıza yakışmayacak. Her harf bizden nefret edecek.
Hayvanlara eziyet eden kişilere mutlu bir el hayatları boyunca hiç mi ulaşmamıştı? Hayvanları yok sayan, görmezden gelen, evinin bahçesini paylaşamayan birine sevgi eli uzatılmamış mıydı?
Daha geçen yazımda Ahmet’e umut olmak için Batman halkının misafirperverliğinden, cömertliğinden bahsetmiştim. Klasik bir örnek ile betimlemem gerekirse her domates kasasının içinde muhakkak bir çürük domates olacaktır. En nihayetinde de istisnalar kaideyi bozmaz. Yine söylüyorum, Batman halkı misafirperverdir. Sahi konuşamayanlar misafir oluyor muydu?
Yaklaşık iki senedir evimizin, apartmanımızın, sitemizin bir neşe kaynağı vardı. Daha önce bu neşe kaynağımız olan kedi ile ilgili herhangi bir şikâyet duymamıştık. Birden bire evimizin, apartmanımızın neşesi yok olmuştu. Bir yerlere gitmiş, bir iki güne tekrar bizi neşelendirir diye düşünüyorduk. Arada böyle haylazlıklar yapardı çünkü. Gelen giden olmadı. Gelen hep konuşandı! Efendim o kedi apartmanı kirletiyor, orayı burayı mahvediyor diye sürekli sitemde bulunurdu. Ağzındaki bakla en sonunda çıktı. Neşemizi (kedimizi) ve etraftaki sessizleri bir torbaya koyup uzak bir yerlere bırakmış. Çok büyük ayıp etmiş. Apartman görevlisi, hizmetlisi kişilerin haklı olduğu noktalar olabilir ama bir kedinin, ağzı kapalı bir torbaya konup bina çevresinden uzaklaştırması haklı olduğunu göstermez. Bunu daha farklı bir yol ile deneyebilirsin, farklı bir çözüm yolu bulmaya çalışabilirsin. Şahsen kapıcının, apartman koridorlarını kirleten ev sahiplerini torbaya koyup götürdüğüne şahit olmadım. Bizden de hayvanlara karşı merhametli olmamız bekleniyor.
İşini özveri ile yapan kapıcı ağabeylerime selamlarımı iletiyorum. En ufak canlıdan rahatsız olana kapıcı diyemem. Kapıcılar da insandır! Neşemizi yok edenler kapıcı değil, katildir! İslam âlimlerinin hem fikir olduğu, görüş ayrılığının olmadığı noktalardan biri de hayvanlara edilen işkencenin, gayrimüslimlere edilen işkenceden daha günah olduğudur.
İyi ki İslam var!
Hayvanlar ekolojik dengenin ve düzenin olmazsa olmaz bir parçasıdır. Aynı şekilde İslami gelenek ve bu geleneğin literatüründe önemli bir kavram olan ‘ümmet’ kavramının hayvanlar için de kullanılması gerçekten dikkat çekicidir. Hayvanlar insanlar için bu hayatta bir nimet olarak sunulmuştur. Kimilerinin derisinden kimilerinin ise etinden, sütünden faydalanabiliyoruz. Bu bağlamda da emanetlerden istifade ederken hıyanet içinde olmamamız gerekir. Onlara güzel muamelede bulunmamız gerekir.
Hayvanlara yapılan bu işkenceler, zorbalıklar psikopatlık göstergesi olarak nitelendirilebilir. Aklı dengesi yerinde olmayanın yapacağı bir iştir. Canı acıyanlar bağırıyor ama aramızdan bu sesi işiten ne yazık ki yok. İnsan haklarının bile sıkıntılı olduğu bir dünyada kim hayvan haklarını savunacaktı?
Sayın ve sevgili Batmanlılar, bu sessiz kullar bize emanet, lütfen farkında olun.