Kahrolması gereken nice kahrolası meseleler var. Bunlardan biri Ortadoğu sorunu.
Kukla sanatını iyi oynuyorlar.
Bütün dengeler bir bakıma İsrail’in güvenliğini sağlamak için oluşturuluyor. İran’a karşı ayrı bir sistem uygulanıyor. Bu sistemde İsrail dost, İran ise düşman olarak haritada gösteriliyor. İran neden düşman olsun ki?
Çünkü İran, Siyonizm’i asla benimsemek istememiştir. Bugün bir bakıma Ortadoğu ülkelerinde öne çıkan halk ayaklanmaları Siyonizm’in beslediği diktatörlere karşı bir savaştır.
İsrail ve Amerika hiçbir zaman modern olmadılar. Tahammül derecesi bile olmayan iki ülke Ortadoğu’da demokrasiyi sekteye uğratmak için var güçleri ile mücadele ettiler. Ortadoğu ülkelerinde asıl amaç İslami hareketin yayılması içindi. Bu amaç iki ülkenin hoşuna gitmemiş olacak ki seçim ile iktidara gelen Müslümanların önünü monarşi ve oligarşilerle kesmek istemiştir. Bu ülkeleri borç batağına düşüren Amerika, öte yandan da kendisine bağımlı hale getirmiştir. Bu bağlamda da kahrolsun Amerika diyen birinin, donunun ipini bile Amerika hizmetine sunmuştur.
Ele aldığımız Ortadoğu ülkelerinin diktatörleri oldukça zalim tavırlar sergilediler. Kendi halkının yoksulluğunu görmezden gelip maşası olduğu Amerika ve İsrail sayesinde Avrupa’da evleri, arsaları, otelleri ve bankalarına yayılan paraları var. Bu adamların malları ve mülkleri var ama yatacak yerleri olmayacağı kesin.
Halkın ayaklanması durumu çok önemli bir detaydır. Ülkemizden de yakın tarihte 15 Temmuz ayaklanması bize ayakların ne kadar güçlü olduğunu sergiledi.
Adnan Menderes hemen idam edildi mi sanıyorsunuz?
Halkın tepkisi iktidar açısından çok önemliydi. Çeşitli kaynaklar Adnan Menderes’in ölüm haberinin verildiğini ama 2 gün sonra idam edildiğini söylüyor. Halkın ayakları konuşsaydı belki Menderes idam edilmeyecekti. Tunus’ta halkın ayaklarını gördük. Aynı şekilde Mısır’da da gördük. Kendi rejiminin, demokrasisinin dayattığı zorbalıklara karşı halk artık ayaklarının olduğunun farkına varıyor. Susmak ve duadan başka çaresi olmayanlar için bu kadar ayağın olacağı düşüncesi ise büyük bir kaosun habercisidir.
Olaya ideolojik eksenden bakıp, Mısır’da hayatını kaybedenleri, Tahrir’de yaralananları görmeden bu ayaklanmaları radikal İslam’ın doğuşu olarak nitelendiren insan müsveddelerini Allah’a havale ediyorum. Hayatınız ayaklarla geçecek, merak etmeyin!
Amerika veya İsrail’in ne denli gözü dönmüş birer cani olduğunu tarih bize yakın zamanda gösterdi. Mısır’ı, Müslümanlar yönetmeye devam etseydi Filistin’e kapılarını sonuna kadar açacaktı ve İsrail baş düşman olacaktı. Mısır ve İsrail arasında çıkacak savaş zamanla Ürdün’ü, Suriye’yi, Lübnan’ı, İran’ı ve Türkiye’yi içine alacaktı. Şu halde İsrail ve Amerika Mısır’a demokrasinin neden gelmesini istesin ki?
Ayakları ile devrimlere direnen bütün devrimcilerin Allah yardımcısı olsun!