KUL HAKKININ ÖNEMİ
YASEMİN DİNÇ

KUL HAKKININ ÖNEMİ

Bu içerik 1335 kez okundu.

Allah’ın huzuruna kul hakkıyla çıkmak çok büyük bir vebaldir. Çünkü Allah, kul hakkı yiyenin hakkını hak sahibine bırakmıştır. Hak sahibi hakkını helal etmedikçe affedilmeyecektir. Yüce Allah kuran-ı Kerim’de şöyle buyurmuştur;

  • Bakara Suresi; 83

"Vaktiyle biz, İsrailoğullarından: Yalnızca Allah'a kulluk edeceksiniz, ana-babaya, yakın akrabaya, yetimlere, yoksullara iyilik edeceksiniz diye söz almış ve «İnsanlara güzel söz söyleyin, namazı kılın, zekâtı verin» diye de emretmiştik. Sonunda azınız müstesna, yüz çevirerek dönüp gittiniz.

Bildiğiniz üzere kuran-ı Kerim’in birçok ayetinde kul hakkından bahsetmektedir. Aynı incelik ve hassasiyet hadisi şeriflerdede mevcuttur. Şöyleki peygamber efendimiz (s.a.v) kul hakkını isnaden buyurmaktadır;

“Ben sadece bir beşerim. Sizler bana muhâkeme olmak üzere geliyorsunuz. Belki biriniz, delilini getirmekte diğerinden daha becerikli olabilir ve merâmını daha iyi anlatabilir. Ben de dinlediğime göre o kimsenin lehinde hüküm veririm. Kardeşinin hakkını alıp da birinin lehine hüküm verirsem, ona cehennemden bir pay ayırmış olurum.” (Buhârî, Şehâdât, 27; Müslim, Akdiye, 4)

Peygamberimizden Kısas İsteyen Sahabi

Bedir’de çarpışma başlamadan evvel Resûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem- elindeki ok ile mücahidleri; “Beri gel, geri git!” gibi tâlimatlarla hizâya getirdi ve saydırdı. Bu esnâda saftan ileri çıkmış bulunan Sevâd bin Gaziyye’nin karnına dokunup:

“–Ey Sevâd! Hizâya gel!” buyurdu. Sevâd -radıyallahu anh-:

“–Yâ Resûlallah, canımı acıttın! Allah seni hak ile gönderdi. Kısas isterim!” dedi. Peygamber -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz gömleğini açtı ve:

“–Haydi, kısas yap” buyurdu. Ensâr, endişelenerek:

“–Ey Sevâd! O Allah’ın Rasûlü’dür!” diye onu kendine getirmeye çalıştılar. Sevâd -radıyallahu anh-:

“–Adâlette hiçbir beşerin diğerine karşı üstünlüğü yoktur!” dedi. Allah Resûlü -sallâllâhu aleyhi ve sellem- tekrar:

“–Haydi, kısas yap!” buyurdu. Sevâd, Peygamber Efendimiz’in mübarek bedenini öptü. Resûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem-:

“–Ey Sevâd! Niçin böyle yaptın?” diye sordu. Sevâd -radıyallahu anh-:

“–Görüyorsunuz ki savaşa hazırlanmış bulunuyoruz. İstedim ki, benim en son ânım, sana dokunduğum ân olsun!” dedi. Bunun üzerine Resûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem- ona hayır duada bulundu. (İbn-i Hişâm, II, 266-267; Vâkıdî, I, 57; İbn-i Sa‘d, III, 516)

İnsanın canı, malı,namusu dokunulmazlığıyla ortaya çıkan her türlü  hak bir kul hakkıdır. Cana kıymak, hırsızlık, gıybet,yalan,kandırma,borç,iftira,küfürlü söz,kalp kırma, bir insanın maddi ve manevi her yönden sömürgencilik yapan vede bu tür kuralların ihlali kul hakkına riayet etmemektir. Ne olursa olsun ahirette hak sahibi hakkını helal etmediği sürece affedilmeyecektir. Bu yüzden helalleşmek mühimdir. 

Efendimiz “kalp kırmak Kabe’yi yetmiş defa yıkmaktan daha çok kötüdür” demesindeki kul hakkının inceliğini vurgulamaktadır. 

Yüce Allah kendi hakkının affediciliği yüksektir kul tövbe ettiği sürece. Ancak kul hakkını affını hak sahibinin hak helalliğine bırakmıştır. Annenin evladından kaçtığı,her nefis kendi akibetinin endişesine girdiği o çetin günde, kul hakkıyla arafta beklemek en çetin imtihandır. 

Değerli dostlar;

Nefes aldığımız her an bizim için bir umuttur. O vakit helalleşin.  Helalleşinki,o gün arafta bekleyen siz olmayın !

“Hakkınızı helal edin”

Selam ve Dûa ile…

Sende Yorumla...
Kalan karakter sayısı : 500
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİRX
"MERCEK-22" OPERASYONU: 1790 SİLAH ELE GEÇİRİLDİ
YURTDIŞI ÇIKIŞ HARCI HAKKINDA DUYURU
YURTDIŞI ÇIKIŞ HARCI HAKKINDA DUYURU