İnsan; Allah’ın yaratmış olduğu bütün canlılardan en üstünüdür. İsra süresinin 177 ayetinde yüce Allah şöyle buyurmuştur;
Gerçekten biz Âdemoğullarını şerefli kıldık, onlara karada ve denizde kendilerini taşıyacak vasıtalar lutfettik, onları temiz ve hoş nimetlerle rızıklandırdık ve onları yarattığımız varlıkların bir çoğundan üstün kıldık ( isra 177 ayet )
Allah yaratmış olduğu hiç bir canlıyı boşuna gayesiz ve amaçsız yaratmamıştır. Heleki hiç bir cansız varlığıda aynı şekilde gayesiz ve amaçsız yaratmamıştır.
İnsan, Aklen, ruhen ve kalben en büyük özellik taşıyan bir canlıdır. Düşünebilen,hissedebilen bir canlıdır. Peki insan bu kadar kutsal ve özel yaratılmışken nasıl olurda kendini en aşağı mertebeye düşürür. Nasıl olurda Allah “ Biz insanı en şerefli varlık olarak yarattık.” Derken, insan kendini nasılda bu şerefe layık görmeyerek kendini nankörlük sıfatına büründürür. İşte insan gayesiz ve amaçsız yaşarsa, her türlü sıfata bürünür.
Gaye ise; Bir amacın başlangıcıdır. Yol pusulası yaşayış tarzıdır. Neyi gaye edinirsen, onunla kulluk edinirsin. Neye kulluk edersen onunla hesaba çekilirsin.
İnsanın yaradılışı gayesi, Allah’ı tanımaktı. Amacısı ise kulluk etmekti. Yoksa Allah neden insanı bütün yaratılmışlardan en üstünü kılsın ki. İşte bunun için Allah, insana iradeyi verdi. İradeyi verirken kendisine layık olma yolunda, insanı hür ve özgür kıldı. Allah insanı sevdi ve yarattı. O sevgiye layık olmak için ap açık ayetlerler ve de yol olarak peygamberler gönderdi. Bunları anlayıp kavranmak için ise akıl ,kalp, ruh ve iradeyi yarattı. Bu kadar açık deliler sunan bir rabbimiz varken, gayesiz yaşamak ne aptalca.
İsra 61 ve 62 ayetlerinde insanı üstün kılan ayetlerde Allah şöyle buyurmuştu ;
Bir zamanlar meleklere: “Âdem’e secde edin!” diye emretmiştik de İblîs dışında hepsi derhal secdeye kapanmıştı. İblîs ise şunları söyledi: “Çamurdan yarattığın şu kimseye mi secde edeceğim?” (61 ayet)
“Bak hele! Benden şerefli ve üstün kıldığın bu mu? Eğer bana kıyâmet gününe kadar mühlet verirsen, yemin olsun ki pek azı hariç, onun bütün zürriyetini hâkimiyetim altına alacağım.”(62 ayet)
Peki biz Allah ın bu muazzam sevgisine ne kadar layığız. Bizi bütün canlıların en şereflisi en üstünü olarak yaratan yüce Rabbimizi ne kadar gaye edinmişiz. Çaba dediğimiz irade dediğimiz bu üstün değerleri onun yolunda ne kadar harcamışız. Allah’a yemin olsunki biz insan olarak en büyük nankörlerdeniz. Bizim için bu kadar fedakarlık eden, sevgiye, merhamete layık gören en büyük yaratıcımıza kulluk etmekle aciziz.
İnsan olduk belki ama insanlığımızı yok ettik. Gayemiz Allah amacımız kulluk olması gereken yerde biz dünyayı gaye ve amaç edindik. Bizim bütün nankörlüğümüze rağmen şu ayetin güzelliğine bakın;
Al-i İmran Suresi, 31. ayet:
De ki: "Eğer siz Allah'ı seviyorsanız bana uyun; Allah da sizi sevsin ve günahlarınızı bağışlasın. Allah bağışlayandır, esirgeyendir.
Şu ayetin güzelliğine bakın. Sadece bizden ‘O nu sevmemizi ve o sevgiyle amel etmemizi istemekten başka hiç bir gayesi yok. Şimdi biz O’nun gayesi biz iken kulluk ise boynumuzun borcu olmasın mı?
Sevgili dostlar;
Gayemiz Allah, çabamız O’na kulluk olsun.
Selam ve Dûa ile…