DEPREM VE İMAR SESİMİZİ DUYAN YOK MU?
Mehmet Reşit ÖZTOPRAK

DEPREM VE İMAR SESİMİZİ DUYAN YOK MU?

Bu içerik 2549 kez okundu.

06.02.2023 Kahramanmaraş depremi...

Geçmiş olsun Türkiye'm Geçmiş olsun Diyarbakır, Şanlıurfa, Gaziantep, Malatya Kilis, Osmaniye, Adıyaman Kahramanmaraş Adana Hatay, Adıyaman...

Sözlerime başlamadan önce Ölenlere Rahmet geride kalanlara, bizlere sabır dileklerimi iletiyorum.

Evet, canlarımız ölüyor.

Yüreklerimiz yanıyor, ciğerlerimiz karıyor. Kimse "elimden bir şey gelmez" demesin. Herkesin elinden bir şey gelir. Herkesi Duyarlı olmaya davet ediyorum. Herkesi Maddi manevi ve bedeni destek vermeye davet ediyorum.

Yaralılarımız için kan bağışı yapmaya davet ediyorum. Evlerimizi depremzedelerle paylaşmaya çağırıyorum. Herkesi yiyecek giyecek, çocuk bezi, mama

Jeneratör, eldiven, battaniye çadır yardımında bulunmaya davet ediyorum. Malum, ülkemiz deprem riskinin yüksek olduğu bir bölgededir. Bu gerçeğe uygun imar ve inşaatların yapılması bir zorunluluktur.

Beni tanıyanlar sözümü esirgemeyeceğimi bilir.

Ucu nereye dokunursa dokunsun ben gerçekleri söyleyeceğin gerçekleri yazacağım.

Kim alınacaksa alınsın; kim kırılacaksa kırılsın.

Sözlerimden dolayı tutuklanacaksam, tutuklanayım umurumda değil.

Hiçbir şey insanlarımızın canından daha önemli ve değerli değildir.

Sorunlarımızı ve çözüm önerilerimizi 4 başlıkta toparlayabiliriz.

1.imar alanları

2. Yatay mimari

3.KentseI dönüşüm

4.inşaat aşaması

1. imar alanları: Bir bölgeye imar verilmeden Önce o İlin Belediyesi ve çevre şehircilik müdürlüğü koordineli bir şekilde konusunda uzman profesörler jeoloji ve Jeofizik mühendislerinin katılacağı bir çalıştay düzenlenmesi gerekir.

Bu çalıştayda ve süreç içerisinde görev alacak insanlara yüksek maaşlar verilecek ki 0 şehrin Zengin ve ileri gelenlerinden bir rüşvet teklifiyle karşı karşıya gelseler bile bu teklifi reddedebilsinler.

Niye mi bunları söylüyorum?

Çünkü maalesef şehrin ileri gelenleri ve zenginleri imarın yönünü kendi köylerine kendi kasabalarına çevirmek için rüşvete başvurabiliyorlar. Neyse bu çalışmanın sonunda imar için uygun olmayan, deprem riskli bölgeler tespit edilecek ve Tel Örgü İle etrafı çevrelenip sadece tarımsal alanlar için ayrılacak

2.Yatay mimari: Hem il yönetimi hem de devlet yönetimi en üst ağızlardan daha önce defalarca yatay mimariye geçilecek sözü verilesine rağmen bir türlü yatay mimariye geçilemedi. Bunun sebebi nedir acaba Oy kaygısı mıdır bu kaygılar bir an önce bırakılıp yatay mimariye geçilmesi lazım. Gerekirse kullanım alanı artırılıp katsayısı düşürülmelidir.4J5 katlı bir binanın 1 5 katlı bir binaya göre depreme dayanıklılığı farklıdır.

Yüksek katlı binalarda depremden dolayı iki olumsuz durumla; iki tehlikeyle karşı karşıyayız. Birincisi, Daire sayısının çokluğu insan sayısının çokluğu anlamına gelir.

Bu da ölü sayısının daha çok olacağı sonucunu doğurur. İkincisi, binanın Yüksek olması depreme dayanıklık noktasında devrilme ve çökme riski daha yüksektir.

Çok basit bir örnek verelim. Bir kütük ile bir kurşun kalemi bir masaya koyun. Kurşun kalem, masaya bir parmak tıklatmanızla devrilir. Oysa masaya yumrukla vursanız kütük devrilmez.

İşte çok katlı binalar ile düşük katlı binalar arasındaki fark da böyledir.

3. Kentsel dönüşüm: Kentsel dönüşüme girecek eski müstakil ev ve bina içi daire sahipleri sahiplerinin açgözlülükleri sebebiyle başka bir sorun çıkıyor.

müteahhit firmadan çok fazla daire talep etmelerinden dolayı müteahhitlerin de işi zorlaşıyor.

Yıkılacak olan eski 1 adet daire için yeni projeden 5 ya da 1 0 daire istiyorlar.

Bu da inşaat firmalarını farklı arayışlara sokuyor.

Belediyelerden veya çevre şehircilikten Yüksek kat taleplerinde bulunuyorlar. Bu yüksek kat taleplerinde rüşvetler havada uçuşuyor.

İnanın Batman gibi kat oranının düşük olduğu bir şehirde bile 1 0-1 5 kat için 1 0 milyon rüşvetin verildiği kulağımıza geliyor. Düşünün artık kat oranının yüksek olduğu büyük şehirlerde 30-40 katlı projelerde herhalde 30-40 milyon bir rüşvet zinciri oluşuyordur diye tahmin ediyorum.

4. inşaat aşaması: Hakkını veren hakkıyla çalışan müteahhitleri ve denetleyicileri tenzih ediyorum. Ama maalesef inşaat aşamasında fazla para kazanma hırsından dolayı bazı müteahhitlerin Demir, beton ve çimentodan; malzemeden

çaldıkları görülüyor. Aynı şekilde bazı Yapı denetleme firmaları yüzeysel denetleme yaptıkları için ve gene maalesef Yapı denetleme firmalarını denetleyen kurumların göz yummasından dolayı inşaatlar sağlam yapılmıyor. Ben iki üç sene önce şöyle bir olaya şahit oldum. Gözümün önünde bir inşaatın betonu döküldüğü esnada bir alt katın merdivenleri çöktü.

Bu çökmeden dolayı ne çalışanlarda ne de inşaat sahibinde ufacık bir üzüntü ve şikâyet görmedim. Çünkü bu onlar için malumun ilanı gibiydi.

AIan memnundu satan memnundu.

Bir tabliye ya da bir alttaki kat niye çöker biliyor musunuz?

1. Kalıp iyi bağlanmamıştır. Ya da bir önceki katın kalıpları erken sökülmüştür.

Yeterince demir döşenmemiştir

Betonun değerleri düşüktür.

İlaveten inşaatla ilgili bir diğer sıkıntı da şudur. Beton döküldüğü zaman o betondan bir numune incelemek için laboratuvara götürülür.

Numune sonucu geç çıkıyor. Bazen bir üst kat çıkıldıktan sonra numune sonucu çıkıyor. Bu da yerinde ve zamanında müdahale yapılmamasına yol açıyor. Sağlıksız bir inşaat süreci yaşanmış oluyor.

Biz bu kadar büyük bir hırsla daire, arsa (gayrimenkul)

Peşinde koşarken ömrümüzün sonunda Bize sadece iki metrekarelik bir alanın yeteceği gerçeğini unutuyoruz.

Hem enkaz altında kalan insanların yardım çığlığı hem de sorunların tespiti ve çözüm noktasında, sesimizi Duyurma anlamında sözlerimi şu cümle ile bitiriyorum.

Sesimizi duyan yok muuuu?

Sende Yorumla...
Kalan karakter sayısı : 500
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİRX
"MERCEK-22" OPERASYONU: 1790 SİLAH ELE GEÇİRİLDİ
YURTDIŞI ÇIKIŞ HARCI HAKKINDA DUYURU
YURTDIŞI ÇIKIŞ HARCI HAKKINDA DUYURU