Toplumsal iletişimimizde çatışmaların varlığının fazlaca olduğu bugünlerde bir farkındalık olması sebebiyle Psikoliv Psikolojik Danışmanlık Merkezi Kurucusu Psikolog Mizgin Çiçek; “Duygu Körlüğü” yani diğer bir adı ile “Aleksitimi” hakkında açıklamalarda bulundu.
Peki nedir bu Aleksitimi?
“Aleksitimi; duyguları algılama,tanımlama ve açıklama konusunda yetersiz olma durumudur. Sosyal yaşamdaki önemi ise insani değerlerimize bir üst basamakta,sosyal ilişkilerimizi oldukça etkilemesi” diyen Psikolog Mizgin Çiçek, Aleksitimi hakkında şu bilgileri verdi:
"İnsan olarak duygu yüklü bir varlığız, sevgi,özlem,öfke, kırgınlık,kızgınlık gibi çeşitli duygulara sahibiz, bu duyguları anlamlandırıp karşı tarafa aktarmadığımız sürece sadece bu duygulara sahip olmakla kalır dinamik bir süreç içerisine giremeyiz ve toplum tarafından sessiz içe kapanık anlaşılmayan bir profil çizeriz. Halbuki insan, duygularının anlaşılıp,bunun ifade edilip daha sonra davranışsal olarak bir şeyler sergilemeyi ister. Bu eksik kaldı mı hep doldurulması gereken bir boşluğun varlığı ile yaşarız.”
“İnsan düşünceden ibarettir.Gerisi ettir, kemiktir” demiş Mevlana, bu cümlenin anlam derinliğini bizler de hissetmeliyiz. Düşünen varlık olarak insanı ele aldığımızda onu aktarım şekli olarak dil devreye girer.Peki bu dil neyi ifade eder? Tabikiduygularımızı, düşüncelerimizi. Onları doğru zamanda doğru bir üslup ile ifade etmek iletişimi güçlendirir. Bugün hayatımızda yer alan en önemli bireyler aile üyelerimiz; anne,baba ve çocuklarımız. Bu kişilere ifade ettiğimiz duygu yüklü cümleler “seni taktir ediyorum bu davranışın beni mutlu etti” ya da “Sana kırgınım beni düşünmeden hareket ettiğini düşünüyorum” gibi cümleler hem kişinin hem de karşı tarafın sağlıklı bir etkileşim içerisine girmesi için bir ön çalışmadır. Ancak üzülerek gözlemlediğim şey bunu yapmakta oldukça zorlandığımız. Bu zorlanma psikoloji biliminde önceden patolojik bir durum olarak ele alınırken sonraki çalışmalarda bunun sosyo-kültürel bir durum olduğu bunun sonra kişilik özelliği olarak yaşamamızda devam ettiği üzerine.
Aleksitimik bireyler üzerine yapılan çalışmalarda hangi özellikler gözleniyor?
- Duygularını tanımaz ve tanımlayamazlar. Kabaca kelimeler ile iyi ya da kötü ifadeler kullanırlar.
- Hayal kurma becerileri düşük, hayal kursalar bile bunu zaman kaybı olarak algılarlar. Kurmuş oldukları hayallerde tutku ve özlemlerini silik bir şekilde yansıtırlar.
- Çevreleri ile uyum içinde yaşarlar çünkü faydacı ve mekanik düşünme eğilimindedirler. Karşılaştıkları sorunları derinlemesine inmeden yüzeysel ve somut bir şekilde çözme ve sorunların kökeninde yatan duygusal etmenleri aramadan yüzeysel çözmeye çalışırlar.
- Çevre ile olan etkileşimlerinde dış uyaranlara karşı bağımlı bir bilişsel süreçleri vardır. Çevresel beklentilere ve ayrıntılara çok fazla önem verirler.
- Aleksitimik bireyler stresli yada depresyonda olsalar bile çoğunlukla bunu inkarederler.
- Aleksitimiklerin yaratıcılıktan yoksun, robot gibi, mekanik bir yaşam sürmeyi tercih ettikleribilinmektedir.
- Daha çok bağımlı olma eğilimleri vardır. Dışkontrollü olup yalnızlığı tercih ederler, insanlardan kaçarlar.
- Zeki bireyler olmasına karşın bu zekalarını daha çok duygulardan kaçmak için kullanırlar.
Bu özelliklerin birkaçını kendinizde ya da çevrenizde görüyorsanız uzman yardımı almanızı bunun daha sağlıklı ilişkiler açısından toplum olarak ihtiyacımızın olduğunun bilinci ile yaşamalıyız.

